20 Ekim 2012 Cumartesi

I'm Back...

Herkese merhaba,

Böyle bir geliyorum sonra uzuuunca bir süre yok oluyorum bu durum hiç hoş değil biliyorum ama inanın o kadar yoğundum ki, şu birkaç haftadır. Aslında yazmak istediğim postların resimleri hazır bilgisayarda düzenlenmiş bir halde bekliyorlar ama benden onlara hayır yok malesef :)

Önce hayatımda annem ve babamdan sonra gelen en önemli 2 insanın düğününü yaptık ;) Hiç yardım edememiş olmanın büyük üzüntüsüyle gittim düğüne ama canımın içi Melody'imi beyazlar içinde görünce bütüüün herşey uçtu gitti kafamdan. Nasıl güzel bir gelin olmuştu, Allah isteyen herkese nasip etsin inşallah çok güzel bir duygu. Onların ilk dansını izledikten sonra sanırım ilk defa evlenmek istediğimi anladım :)   

Düğünden tam 2 gün sonra başka bir kuzenimin vefatı bizleri inanılmaz derecede üzdü :(  fotoğraf kursu geziler derken bu defa ben hastalandım. Ağır bi enfeksiyon geçirdim. Tam düzeldim derken bu defada akciğerimde bi bakteri bulundu, bir sürü ilaçlar falan derken baya güçsüz düştüm. Zaten fazlasıyla zayıftım şimdi hepten yürüyen kürdana dönüştüm :)

İşte son birkaç haftam bu şekilde geçti. İnşallah bugünden itibaren postlarıma kaldığım yerden devam edeceğim söz! ;)





                           Sevgilerimle Desire





2 Ekim 2012 Salı

" Nihayet 6. Ay... "

Bundan tam 6 ay (30 Mart Cuma 2012) önce bugün bu saatlerde herkeste bir telaş vardı. Doktorlarda, hemşirelerde, hastaları ameliyata götürüp-getirenlerde v.s. v.s. Bir asistan ameliyat öncesi son defa Kan Gazıma bakmak için kan almaya çalışıyor. Kimisi Enteroklizis filmlerimi ve raporlarımı ameliyathaneye gidecek olan büyük dosyanın içine koyuyor...

Ama asıl benim haleti ruhiyem görülmeye değerdi. Korku, heyecan, stres, sinir ve sürekli göz yaşı... Hayatımda ilk defa ameliyat olacaktım ve dolayısıyla kafamda 40 değil 40.000 tilkinin kuyruğu birbirine değmeden geziniyordu. Bir sürü felaket senaryoları yazıp duruyordum; anestezi fazla verilirse, anestezi az verilip ameliyatın ortasında uyanırsam, ya masada kalırsam..? v.b. gibi trajikomik düşünceler. Bir yanım korkudan titrerken diğer bir yanım ise, inanılmaz sevinçli. Çünkü; ameliyattan kısa bir süre sonra tamamen beslenmeye başlayacak, her istediğimi yapacak, özel bir hayatım olacak ve en önemlisi de ağrım olmayacaktı. Kısacası herşey bütün kötü günler ve çektiğim acılar, ağrılar birkaç saat sonra geride kalacaktı. Sabahın erken saatlerinde babam ve can dostum çocukluk arkadaşım Şeyma geldiler. Onlardan 10 - 15 dk. sonrada Ezgim ve Sadi abim geldiler. Annem ve bana her zaman yardımlarını esirgemeyen canım Nermin yengem her daim yanıbaşımdaydılar. Şeyma sürekli içinden okuyordu beni.. Ezgim ise; yanıbaşıma gelip saçlarımı okşayıp bana destek oluyordu güzel sözleriyle. Bir ara odama Cerrahi Asistanı - Anamnez - almaya geldi. " Hem seninde stresin biraz hafiflemiş olur " dedi gülerek. " Pek sanmıyorum " dedim somurtarak :)

Saatler 09:00'u gösterdiğinde Sadi abim " Üzülme, ağlama sakın herşey çok daha güzel olacak. Sonra iyileşmeni kutlayacağız hep beraber tamam mı? " dedi ve gitti. Derin derin nefes alıyorum, 10 dakikada bir lavaboya gidiyorum yüzümü soğuk suyla yıkamaya ama hiç birşeyin yararı olmuyor malesef. Bir ara odama Bam Hemşire tansiyonumu ölçmeye geldi; " İstersen biraz koridorda yürü kafan dağılmış ve biraz odadan uzaklaşmış olursun " dedi. Hemşire gittikten sonra Ezgim ile beraber koridorda yürüyüşe çıkıyoruz. Yaklaşık 15 - 20 dakika kadar yürüdükten sonra tekrar odama gidiyoruz. Odama girer girmez yatağıma uzanıyorum ve Ezgim'de yanıbaşımdaki yerini alıyor. Birkaç dakika sonra odamın kapısı tıklatılıyor, bir anda ben hariç herkes kapıya odaklanıyor ve sessizliğe bürünüyor kimseden çıt çıkmıyor. Ayağa kalkıyorum " Anne.. " demek üzereyken beni ameliyata götürecek sedyenin çoktan kapıya gelmiş beni almak için beklediğini görüyorum. Sanki o ana kadar herşeyin kötü bir rüya olduğunu ve uyanarak herşeyin sonlanacağını düşününen ben o sedyenin kapıda beklediğini görür görmez anlıyorum herşeyin gerçek olduğunu...

Anneme birşey uzatıyor hemşire " Al bunu lavaboda Dilek'e giydir, bekliyoruz burada " dedi ve bunun üzerine annemle beraber lavaboya giriyoruz. O ana kadar ağlamamak için kendimi zor bela tutuyorum ama annemin önlüğü çıkarıp hadi üstünü çıkarda önlüğünü giyindireyim demesiyle gözyaşlarım birer sel gibi akıyorlar. Nihayetinde önlüğümü giyiniyorum ve lavabodan çıkıyorum. Benim lavabodan çıktığımı gören Ezgim ve Şeyma hemen yanıma geliyorlar. Bir anda sinirlerim boşalıyor ve " Hayır, hayır ben ameliyat falan olmak istemiyorum gitmek istemiyorum bırakmayın beni... " diyorum. Ezgim'e sarılıyorum ama artık gitme vaktim geldi çoktan ameliyathanede beni bekliyorlarmış. Sedyeye çıkacak, tutunacak bir yer bulamıyorum bir türlü.. Bu sorunumu gören Ezgim hemen kucağına aldığı gibi sedyeye yatırıyor beni :) Ezgim hemen elimi tutuyor ağlama diyor ama hiçbirisini duymuyorum bile. Annem, Ezgim ve Şeyma sağ yanımda. Hemşire, babam ve yengemde sol tarafımdalar. Yavaş yavaş Genel Cerrahi Servisinin koridorunda ilerliyorum, asansöre binerek ameliyathanenin bulunduğu kata iniyoruz. Asansörden iner inmez kocaman AMELİYATHANE yazısını görüp iyice coşuyorum ağlamaya başlıyorum. Ameliyathanenin kapısına geldiğimizde hemşire " Hadi artık ayrılık vakti, Dilek'i kısa bir süre sizden alıyoruz burada. Öpmek, koklamak veya birşey söylemek isteyen varsa gelsin. " diyor. Kimseyi öpemiyorum kimseye birşey diyemiyorum ve götürüyorlar beni içeriye. Hiç geriye bakmıyorum, bakamıyorum. Sanırım 4 kapıdan falan geçtim ve 5. kapıda artık yeşil yeşil giyinmiş ameliyathane görevlileri oldukları belli olan kişiler teslim alıyorlar beni ve kocaman bir odaya götüyorlar. Orada bana damar yolu açılıyor ve damardan bir ilaç yapılıyor. Birkaç dakika sonra bir adam geliyor ve " Crohn hastasını götürüyorum artık... " diyor ve götürüyor. 5 numaralı ameliyathanenin kapısına geliyorum. Bir iki dakika sonra giriyoruz ameliyathaneye.. Bir anda yoğun bir ilaç kokusuyla midem bulanıyor kötü oluyorum. Her yerde birşeyler çalışıyor, dıt dıt ötüyor, yanıp sönüyor. Ameliyat masasına yatırıyorlar beni ve hemen iki kişi hem kollarımı hem bacaklarımı bağlıyorlar masaya. Herkes birşeyler takıyor, yapıyor. Sağ koluma açılan damar yolumdan bembeyaz bir ilaç veriliyor hızlıca.. O ilacın vücuduma girdiğini görür görmez bir sıcaklık basıyor beni, başım dönüyor iyice tuhaflaşıyorum. Anestezi uzmanıma birşeyler söylemeye çalışıyorum ama başaramıyorum. En son bana doğru şeffaf birşeyin yaklaştığını biliyorum o kadar :) sonrası yok bende. 


İlk birkaç ay sıkıntılı geçsede, ameliyatımın 5. ayında bağırsak hastalığım tekrarlasada, şu an herşey iyi ve yolunda. İnşallah dahada iyi olacak inanıyorum. Bu 6 ay nasıl çabuk geçti, zaman nasıl çabuk ilerledi inanın hiç bilmiyorum :) ama göz açıp kapayıncaya kadar 6. ayımı doldurdum. Allah bir daha bu zorlukları ne göstersin, ne yaşatsın. 

Ameliyat günümde yanımda olan; Annem, Babam, Ezgim, Yengem, Şeyma, Sadi abim.. Ve yanımda olmak isteyipte olamayanlara da telefonlarıyla annem ve babamı yalnız bırakmadığınız için çoook teşekkür ederim.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Özel Servis asistanlarına, hemşirelerine ve Baş hemşiresine çok teşekkür ederim. 

Ve çok sevgili cerrahım Doç. Dr. Bilgi BACA'ya beni birkaç saatlik bir operasyonla ağrılarımdan kurtardığı, ilgisi ve güler yüzü için çoook teşekkür ederim :)

Herkese sağlık dolu bir ömür diliyorum. Umarım herşey gönlünüzce olur :) 



                                   Sevgiler Desire

LinkWithin 2

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...